Şekip Mosturoğlu'nun inceden inceye Ali Koç'a giydirmesi ile başladık toplantıya. Bu konuşma bana sezon sonunda yapılmasını beklediğimiz seçimli kongrenin sinyallerinin hiç olmadığı kadar yüksek frekansta olduğunu hissettirse de, kongrenin devamında yapılan konuşmalar yönetimin bunlara kulağını tıkadığını ve bildiğini okumaya devam edeceğini anlamış olduk.

Konuşmacılar genel itibariyle kulübün ve başkanın "Eğilmeyen, bükülmeyen, Atatürk çizgisinde" olduğunu, bunun tüm sampiyonluklardan önemli bir kazanım olduğunu düşünüyor.

Kulübün başkanı ve asbaşkanı geçtiğimiz hafta saray kapısında bekçilik yapıyorlardı ama bunları görmek istemiyorlar demek ki.

Konuşmacıların önemli bir kısmı futbol takımındaki başarısızlığın ana sebebinin Mourinho olduğunu düşündükleri demeçler verdiler. Başkan da "biz seçilmeseydik de zaten Mourinho gelecekti." diyerek tüy dikti. Bu cümle bana "elin Portekizlisi" demecini hatırlattı. Bu saatten sonra Mourinho'nun (olmayan) hayrını nasıl göreceğiz?

Divan Kurulu'nda neden hep aynı isimler konuşuyor? Kendilerine verilen 10 dakika çok kıymetli ama bu kıymeti anlayabildiklerini düşünmüyorum. Neyse ki süreyi kişi başı 5 dakikaya düşürdüler de tüm günümüzü almadı divan kurulu süreci. 

HBK beklediğim tonda konuşmadı. Süreyi çok daha iyi ve etkili kullanabilir, salondakileri ayağa kaldırabilirdi. Benim için hayal kırıklığı oldu.

Duygularımıza tercüman olan tek konuşma Kamil Mehmet Bilge'den geldi. Yönetimi beklediğimiz tonda olsa da olmasa da eleştiren herkesin ağzınıza sağlık.


STADYUM İNŞAATI

Stadyum inşaatını kısıtlı internet bağlantısıyla, stadyuma kurulan webcam'den izlediğimiz; antu'daki başlığa yüklenen inşaat fotoğraflarını heyecanla takip ettiğimiz günlerden; "ya stadyumu büyüteceğiz de, başarısızlık devam ederse bu stadyuma kim gelecek ki?" dediğimiz günlere...

"Stadyumun kalbini VIP tribün yapmak" gibi aptalca bir fikre sahip bu zihniyetin, Fenerbahçe ile alakalı herhangi bir konuda başarı getirecek vizyona sahip olduğuna inanmıyorum. Ben bu yönetimin bu projeyi hayata geçireceğine, hayata geçirse dahi istenilen düzeyde bir sonuç elde edeceklerine inanmıyorum. Aziz Yıldırım'ın son adaylık sürecinde tanıttığı stadyum projesi için "yapılamaz" diyenler; bu projeyi nasıl yapacaklar? Stadyumu istersen 100 bin kişilik yap, tamamını Instaboy ve Instagirl tiplerle doldurursan ne fayda?

Stadyum inşaatı güya bu sezon sonunda başlayacaktı, şimdi 2026 Nisan diyorlar başlangıca.

Maltepe'de boş buldukları bir tepeye de 2 tane kamyon getirmişler, "altyapı tesislerimizin inşaatı başladı" diye dalga geçer gibi gösteriyorlar. Ben utandım izlerken. Bu yönetim bu iki tesisi de söylediği zamanda bitiremez.

SÖZDE BAŞKANIN KONUŞMASI

"11 puan farktan 3 puan farka indirdik"

Bunu marifet sayanlar şunu hiç düşünmüyorlar: fark neden 11'e yükseldi?

"Psikolojik avantaj/üstünlük bizdeydi."

Ne zaman böyle bir üstünlük elde ettik haberimiz var mı? Kupada elediler, ligde de şampiyonluk şansımızı bizi yenerek sıfırladılar. 5 şampiyonluk önümüzdeler ve birkaç hafta sonra bu fark 6'ya yükselecek. Ortada bir psikolojik üstünlük varsa, bu üstünlük bizde hiçbir zaman olmadı.

"Biz 99 puan alan İsmail hocayı da eleştiren bir camiayız." 

Sahip çıksaydınız İsmail hocaya? Taraftara laf çakmak için cümle içerisinde kullandığınız İsmail Kartal'a, onunla devam etmeyerek ve sezon devam ederken Mou ile görüşerek başta siz saygısızlık yapmadınız mı ey başkan? Ben mi gönderdim İsmail Kartal'ı?


"Ligin ilk yarısında Fenerbahçe'yi şampiyonluğun en güçlü adayı olarak görüyorduk."

Ne oynadığı belli olmayan, ite kaka maç kazanan (Nisan sonu olmasına rağmen bu vaziyet değişmedi) takımı, şampiyonluğun en güçlü adayı olarak görmek başlı başına problemli bir bakış açısı. Madem en güçlü aday bizdik, devre arasında neden maliyetli transferler yaptınız? Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu için olabilir mi?


"Riyad konusu, sadece bize yazıldı."

Bunu yazanlarla kol kola giren biz miydik? Bunu yazanlar kimse, sokmasaydınız stadyuma/tesislere? Programlarına çıkıp demeçler vermediniz mi? Riyad konusunda faturanın tümünü size kesenlerin kapısında kul olmadınız mı? Kime, neyi anlatıyorsunuz?


"Bu mücadele meyvelerini veriyor."

Nerede başkan? Biz göremedik? Genel kurul akşamında oynanan Gaziantep FK maçındaki hakem kararları da, Ali Koç'un genel kurulda yaptığı "yapı çatırdadı." açıklamalarına meydan okurcasınaydı. Verilmeyen 2 penaltı, saçma sapan kartlar, şaibeli bir ofsayt kararıyla iptal edilen gol. Aynen aynen, yapı çatladı ama gülmekten.

Adam tüm derdini "ülkede adil rekabet" ile bozmuş. Robin Hood musun sen? Ülke futbolunu kurtarma niyetin varsa TFF başkanı ol. Fenerbahçe başkanlık koltuğunu artık işgal etme.


"Yeri geldi yabancı VAR hakemleri aleyhimize hata yaptılar, sesimizi çıkartmadık." 

Çıkartacaksın başkan, çıkartacaksın! Fenerbahçe'nin hakkını her yerde savunacaksın! Niyetleri iyiymiş güya. Bu hayatta en önemli şey niyet olsaydı, niyet tavşanları tapılası bir varlık olurdu.


"Fenerbahçe havlu atmaz. Lig bitmeden hiçbir şey belli olmaz."

"Bayrakları hazırlayın", "Biz şampiyon olacağız." gibi içi boş, zırva demeçlerden bir tane daha. Galatasaray ile aramızdaki puan farkı şu an 5. Puan farkının kapanmasını geçtim; lig sonunda puan farkı 5 ve 5'ten daha fazla olmazsa bir daha futbol konuşmayacağım bu hayatta.


"Yönetim kurulu olarak görevimizin başındayız ve mücadeleye devam edeceğiz. Fenerbahçe tribünden gelen tezahüratlar ile yönetim değiştirecek bir kulüp olmayacak."

Taraftara meydan okumak, hmm... Siz nasıl seçildiniz peki? Tribünler adınızı haykırmadı mı? Seçim döneminde Elazığ'da askerdim. Elazığ sokaklarında bile "Ali Koç baskan olacak, güneş doğacak." afişleri asılıydı. Taraftar sizi desteklerken iyi, karşınıza geçince kötü mü oldu? Aziz Yıldırım başkanken, onun despot tavrından şikayet edip demokrasi dileniyordunuz. Şimdi ne oldu? Acıyorum ve üzülüyorum size. Fenerbahçe taraftarıyla inatlaşanlar her zaman üzülmüştür. Sizin kaçacağınız bir otopark da olmayacak.

Birileri tarafından mamalanıyormuş güya "istifa" diyenler. Hayali düşman yaratmaya devam. Aziz Yıldırım ile küsken suçu ona atıyordu. Şimdiki hayali düşman kim? "İstifa" diyenlerin arkasında kim varmış bunu bilelim. Norveçliler mi? Açıklasana? Varsa böyle birisi tabi.

Son olarak;

7'de 0 çeken adamı ayakta alkışlayanlar ile biz aynı Fenerbahçe'yi desteklemiyoruz. Bizim hayal ettiğimiz Fenerbahçe, sizin hayallerinizin yanından bile geçemez. Siz hicap duymuyorsunuz kulübün içinde bulunduğu durumdan.

Bu üstten bakış, taraftarı küçümseme halleri, içi boş ego o kadar acınası görünüyor ki buradan... Fenerbahçe'yi çok çok kötü günler bekliyor. Burası bir şirket değil, biz de beyaz yakalı değiliz. Öğreneceksiniz.