Bize şanlı şampiyonluğumuzun kapısını aralayan maç.Bu maç ile ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki,buraya sığmaz.Bu okuduklarınız da maç haftasında ve maç gününde yaşananların özetinin özeti olur sanırım.
Aslında biz 2 hafta önceki Bursaspor maçına gitmeye niyetlenmiştik.İstanbul’da ne kadar Biletix varsa hepsine uğradık,fakat maça bilet bulamadık.Darısı Gaziantepspor’a dedik,kaderimize darılmadık.

Bir önceki hafta Eskişehirspor’u 1-3 mağlup etmiştik,sıralamada ise liderliği koruyorduk.O yüzden Gaziantepspor maçı bizim için hayati bir önem taşıyordu.Biletler çıkar çıkmaz sarıldık telefonlara,geçtik bilgisayarın başına.Allem ettik kallem ettik,aldık maçın biletlerini.İçimde bir heyecan,maç gününü bekliyorum.Haliyle bu heyecan rüyalarıma da yansıyor.


Maçtan tam 6 gün önce gece çok ilginç bir rüya gördüm.Gaziantepspor’u 90+’da atacağımız golle 1-0 yeniyorduk.Gol ise kanattan atılan pas sonrası çekilen şut kaleciden dönüyor,dönen topu ise Gökhan Gönül tamamlıyor ve kazanıyorduk.Bu rüyayı ertesi gün maçlara beraber gittiğim Zafer abiyle paylaştığımda aldığım cevap şu oldu : “olur mu be abisinin,geçen hafta Eskişehir’e 3 attık Antep’e de 3 tane atarız”
Maç günü ismi lazım değil adlı dershanede dersten kaçarak Pendik-Kadıköy banliyösü ile stada ulaştık.Maçın başlamasına daha 2.5 saat olmasına rağmen stada girdik.Türk Telekom Tribünü’ndeydik.Alt katta,tam kalenin arka hizasında oturduk yerimize maçı beklemeye başladık.
 
Saldırın forma için siz de savaşın,şampiyonluk inanın şimdi çok yakın,kupalar yükselecek ellerimizde,vurun-kırın-parçalayın!”
Maraton üst A-B Bloktakiler ile Türk Telekom Tribünü,maç başlayana kadar stadı bu tezahüratlarla inletti.Tabii ki,şampiyonluk için sadece kazanmak yetmiyordu.Sonuçta rakibimiz “sporun içine siyaset nasıl sokulur?” dersinden AA ile geçen Trabzonspor’du.Saldıracaktık,parçalayacaktık nihayetinde.Ama küfür yoktu,ceza sınırındaydık.Küfürlerimizi şampiyonluk kutlamalarına saklayacaktık.
Daha maçın ilk dakikalarında Emre Güngör’ün Alex’e,Ivan de Souza’nın Nianga yaptığı hareketlerde net penaltılarımızı vermeyen Hüseyin Göçek’te zaten amacını en baştan belli etmeye başlamıştı.Gaziantep ekibi ise can siperane bir mücadeleyle sanki bu maçı kaybederse küme düşecekmiş/şampiyonluk gidecekmiş gibi(TEŞVİK PRİMİ ALMIŞ GİBİ!) oynuyordu.Fenerbahçe’li oyuncuları sakatlarcasına yapılan müdahaleler,çirkef oyun ve dahası.Emre Güngör’ün Niang’ı sakatladığı pozisyon vardı ki,of ki ne of.


 Gökhan Gönül ile direkten dönen topu,Semih’in altıpastan kaçırdığı gol,Hürriyet tarafından kafası yarılan kaptan Alex’in yerden frikiği ve ikili mücadele sırasında rakibi tarafından formasını çıkartılan Diego Lugano ve Alex’in dizine tekme atmasına rağmen sadece sarı kart gören Gaziantepspor’lu Murat Ceylan maçın ilk yarısında akılda kalanlardı.
2.yarıda ise Olcan’ın direkten dönen topu ve Cenk’in şutu dışında atağı olmayan Gaziantepspor maçı kaybedeceğini anlamış,adeta takım otobüsünü Türk Telekom Tribünü’ne park etmişti.Semih o otobüse rağmen topu sırtıyla ağlara göndermeyi başarmış,ama başrol oyuncusu Hüseyin Göçek bariz golü iptal etmişti.


 Git gide maçın son anlarına geliyorduk.Bizler tribünde 90 dakika boyunca susmadık,hakem eyyam yapınca biz de ses tellerimize eyyam yaptık.Aklıma artık gördüğüm rüya gelmeye başlamıştı.Tam o rüyayla ilgili Zafer abiyle konuşurken Fenerbahçe taç atışı kazandı.
Taçtan dönen topu Gökhan,Stoch’a iletti.Stoch kaleyi tam karşıdan gören mesafedeyken tribünlerden gelen “vur vur” seslerini duymuş olacak ki,füzeyi gönderdi kaleye.Top kaleye doğru giderken stadda oluşan sessizliği hiç unutamıyorum doğrusu.Vuruş direkten döndü,orada Andre Santos mucizevi bir şekilde topu ağlara gönderdi.(biz ilk başta Mehmet Topuz sanmıştık,Dj Hakkı anonsu 9 kere yapınca anladık golü atanı)
 Stad yıkılıyor,yok böyle bir şey.Herkes birbirinin üstüne çullanmış,tribünler arasında heyelan yaşanmış.Kimse 5 saniye önce oturduğu koltukta değil.Yerlere düşenler mi dersin,ağlayarak zıplayanlar mı dersin,keyif sigarası yakanlar mı dersin.Artık ne dersen de.Müthiş.Rüyanın çıkması bir yana,son dakikada gelen galibiyet bir yana.Elle tutulacak o kadar çok şey var ki bu gün ile ilgili.
 
Maç sonuna doğru Fenerium Alt Tribüne doğru sandalye fırlatan Dany Nounkeu adlı şahıs (Galatasaray-Beşiktaş maçında kasti penaltı yaptırarak maçı satan arkadaş) burada da başroldeydi.Tribünler karıştı haliyle.Çekirdekçi tayfa dediğimiz kitle sahaya inmeye kalktı,Aziz Yıldırım’ın müdahalesiyle bir nebze olsun tribün sakinleşti.


Maç bitince şenlik havası başladı, o gün anlamıştık şampiyonluğun geleceğini.Kalan maçları takip etmemize bile gerek yoktu zira bu hava yeter de artardı bile.