İnanılmazı başardık.Yapılamaz denileni yine yaptık,Euro 2016 vizesini kaptık.
Film gibi,bir nevi "Zafere Kaçış".Ama bizim senaryomuz biraz daha farklı;

Çok kötü başlamıştık aslında.
"Elleriyle oynasalar topu kaleye 3 kez götüremezler" denilen İzlanda'nın bizi kendi sahasında 3-0'lık skorla perişan etmesiyle başlamıştı aslında bu hikaye.Sonraki maçta da kendi sahamızda Çek Cumhuriyeti'ne yenilmemizle devam eden ve ilk 2 maçta 0 puanla yola devam etmek zorunda kaldığımız bir hikaye..

Oynadığımız son 4 maçın ise başlı başına bir hikayesi var aslında.
Önce son dakikada yediğimiz golle Letonya karşısında kaçan 3 puan,ardından Hollanda'yı 3-0 gibi bir skorla ezip geçişimiz.Sonrasında deplasmandaki Çek Cumhuriyeti galibiyeti ve dün akşam son dakikada Selçuk İnan'ın ayağından gelen golle elde ettiğimiz İzlanda galibiyeti.

Bizim oynadığımız maçlar dışında takip etmemiz gereken Ukrayna-İspanya,Hollanda-Çek Cumhuriyeti ve Letonya-Kazakistan maçları...Bu maçların hepsinden istediğimiz neticelerin çıkması ve ardından elde ettiğimiz "En iyi Üçüncü" sıfatıyla turnuvaya katılmaya hak kazanışımız...
Gerçekten film tadında bir serüven yaşadı Milli Takımımız.

Konusu futbol olan bir film çekmek isteseydim,filmin son sahnesi Selçuk İnan'ın frikik golü olurdu herhalde..

Bu filmde ise yer vermeyeceğim tek şey ise;dünkü basın toplantısında insan hayatını düşündüğünü söyleyen (Kadıköy'de binlerce insan gaz altında boğulurken onları umursamayıp,Rte'den kupa dilenen) Terim olurdu....