
"En iyi üçüncü" kavramı,turnuvanın vasat geçmesinin ana sebebi..Küçük takımlar,en iyi üçüncü sıfatını garantileyebilmek adına seyircilerin gözlerini kanatırcasına bir performans sergiliyorlar. Böyle bir sistemle karşı karşıya kalan büyük takımlar da,yıldız oyuncuları formda oldukları zaman bir şekilde son dakikalara doğru kilidi kırıp maçı kazanmayı başarıyorlar.Tıpkı Fransa-Romanya,Fransa-Arnavutluk ve İngiltere-Galler maçları gibi.İşte o arada geçen süre,bal yapmayan arıyı izlemekle geçiyor.
"En iyi üçüncü" zımbırtısının dışında ön liberolara tapan,forvetsiz maça çıkan teknik direktörlerin de turnuvanın sönük geçmesinde payı büyük.Az önce 0-0 sona eren Almanya-Polonya maçında Mario Gomez yerine Götze'nin sahte 9 olarak oynaması gibi..
Bunların dışında,takımların santraforları da geçtiğimiz turnuvalara göre damga vuracak bir oyun ortaya koyamıyorlar.Eski turnuvalarda her takımın adı söylendiğinde,akla gelen bir forvet oyuncusu muhakkak olurdu.Fransa denilince hepimizin aklına ya Henry-Trezeguet,İspanya denilince Raul-Fernando Torres,Ukrayna denilince Shevchenko,İtalya denilince Inzaghi-Vieri gelirdi.Bu seneki turnuvada bu statüye erişmiş olan Zlatan İbrahimovic ve Lewandowski dışında kendisini ispatlamış bir forvet oyuncusu yok diyebiliriz.
Turnuvanın grup aşamasındaki son maçları,belki istediğimiz türde futbolu izlememizi sağlayabilir.Zira,son maçlarda elde edilecek sonuçlara göre gruptan çıkma şansı olan takımların asıl er meydanına çıkacakları maçları izleyeceğiz.Beklentim bu,bakalım neler göreceğiz..
0 Yorumlar