Öncelikle başımız sağolsun. Gencecik bir kardeşimizi, Koray'ı kaybettik maç öncesinde. Bu olay sonrasında futbol da, alınacak bir galibiyet de boşaydı zaten. Bunun bilincinde olan taraftarlarımızın haber alındıktan sonra maçı izlemeyi bırakması ve hastaneye gitmesi çok şık bir hareketti. "Biz bir aileyiz" sözünü boşuna söylemediğimizi bir kez daha ispatladık. Saha dışında bunlar yaşandı. Bir de saha içine bakalım.. 

İlk yarıya iyi başlamamıza rağmen ilk atakta golü yedik. Sosyal medyada bunu yazanları çok eleştirirdim. Bariz kötü oynamamıza rağmen bununla avunup yenilgileri hafiflettikleri için. Dün akşam gerçekten de böyleydi. Golü yiyene kadar derli toplu bir oyun sergilerken, gol sonrasında dağınık bir görüntü sergiledik. Benzia'nın şutu dışında etkisizdik.

Gelelim ikinci yarıya.  
İkinci yarının başında oyuna girmesine rağmen 5 dakikada pili biten Alper'in saçma sapan hatasıyla 2. golü kalemizde gördük. Sonrasında, Ankaragücü maçında aleyhimize verilen penaltı pozisyonuna benzer bir şekilde, top ayaktan çıktıktan sonra yapılan müdahaleyle penaltı kazandık. Valbuena, 2-1.

 
Galatasaray'ın oynadığı her maçta son 20 dakikada oyundan düştüğü bir gerçek. Bu gerçeği iyi kullandık. Galatasaray taraftarları da takımını itecek gücü oluşturmak yerine, rehavete kapılmayı tercih etti. Bu da işimize geldi. Jailson'un enfes golüyle beraberliği bulduk. Sonrasında da net pozisyonlara giren yine biz olduk ama bulamadık golü. 50. dakikada oley çekmeye başlarsan, 70. dakikada eyvah çekmeye başlarsın. Fenerbahçe böyle bir kulüptür işte, şakaya gelmez...

Maç sonunda ortalık karıştı, malumunuz. 
VAR kararıyla Soldado, Jailson ve N'Diaye kırmızı kart gördüler. Jailson'un boğazını sıkan Serdar Aziz ve Garry Rodrigues ile olayları başlatan Belhanda, kırmızı kart görmediler. Bizden de kart görmesi gereken ama görmeyen futbolcular olduğunu söyleyebilirim. Olaylara ait her karede farklı bir detay var çünkü. Böyle olacaksa, VAR'ın ne anlamı kaldı ki?

Acun'un şöhretler turnuvasında bile kavga çıkartmayı başaran bir pisliğin, bu maç sonunda da Skrtel'e arkadan saldırması ve sonrasında kaçmasını da es geçmemek lazım. Futbol bilgisi "İzlanda topu eliyle kaleye götürse 3 defa götürür" gibi laflardan ibaret olan bir futbol cahilinin, Galatasaray yedek kulübesinde bulunma sebebi de bu tarz olayları çıkartmak işte. 6-0'ın acısını hala içinden atamamış, kompleksli bir zavallısın.

  Erwin Koeman, böylesi zor bir maçta iyi bir iş çıkarttı. Tebrikler sana Koeman gurur.

Geçtiğimiz yıl Aykut hoca taç muhabbetini yapınca dalga geçen adamlar, şu sıralar resmi hesaplarından taç videosu paylaşmakla meşguller. Bugün bize, yarın size diye demiyoruz boşuna. Biz o zamanlar Mhk ve federasyonu istifaya davet ederken siz neredeydiniz? Bizim duruşumuz hiç değişmedi.

Acımız varken, "seni sevmeyen ölsün" tezahüratı yapan kalleşler ; sizleri de kazıdık aklımızın bir ucuna. Kadıköy'de görüşeceğiz.

Derbinin Gazete Manşetleri;