Ken Loach'ın yönetmenliğinde; muhafazakar İngiliz eğitim sisteminin bir türlü eğitemediği vahşi bir çocuğun, vahşi
bir kuş olan kerkenezi eğitişinin hikayesi... Alt metni bol, nefis bir
film. Sorunlu bir ailede büyüyen Billy, topluma adapte olma sorunu çekmekte olan bir çocuktur. Derslerinde başarısız, hırsızlık yapan ve etrafındaki insanların hor gördüğü, fiziksel ve psikolojik şiddet gören umutsuz bir vaka... Billy'nin kerkenez ile tanışmasıyla hayatı değişir. Kendisini kerkenezi eğitmeye adar. Bunun için kütüphaneye bile gider, ama oradan kitap çalarak yine benliğinden sıyrılamaz. Çaldığı kitapta yazanları bir bir uygular ve kerkenezi eğitmeyi başarır. Artık o toplumun gözünde işe yaramaz çocuk Billy değil, kerkenez eğiticisi Billy olmuştur. Bir nevi, toplumda bu şekilde kabul görmeye başlar. Özgürlüğü bir kuş ile bulur. Ama bu özgürlüğü çok da uzun sürmez... *Filmin yönetmeni ben olsaydım, finalde ana karakterimiz Billy
Casper elindeki baltayla Jud'u kesiyor olurdu. Hala sövüyorum herife.
*Çocukların kendi aralarında Manchester United - Tottenham maçı yaptığı sahne enfesti. Hem maçın hakemi, hem de Manchester United tarafının forveti olan beden eğitimi öğretmeni maçı kazanmak için elinden geleni yapmasına rağmen kaybeder, çünkü kalelerinde Billy Casper vardır. *Filmi izlerken sanki 1969 İngiltere'sinden belgesel görüntüleri izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Filmdeki diyaloglar gizli kamerayla çekilmiş, oyuncular rol yapmıyormuş gibi. Çocukların hocalarından nasihat dinlediği ve en sonunda sigara yakalattıkları için dayak yedikleri bir sahne var. O sahnede çocuklar durduk yere gülmeye başlıyorlar, izleyici olarak siz de gülmeye başlıyorsunuz. Ne konuştuklarını bilmeden. O derece içine çekiyor sizi bu film. Ken Loach'ın başarısı...
*Billy'nin, kerkenezin nasıl yetiştirildiğini tüm sınıfa anlattığı sahne
mest etti. Sürekli ezdiğiniz çocuğu ağzınız açık şekilde nasıl izlediniz
ama beyinsizler? Karşınıza çıkan her insandan bir şeyler öğrenebilirsiniz, bu kişi hor gördüğünüz birisi olsa bile...
0 Yorumlar